SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZİKİR DUA TEVBE VE İSTİĞFAR BAHSİ

<< 2705 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

48 - (2705) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث. ح وحدثنا محمد بن رمح. أخبرنا الليث عن يزيد بن أبي حبيب، عن أبي الخير، عن عبدالله بن عمرو، عن أبي بكر؛ أنه قال لرسول الله صلى الله عليه وسلم: علمني دعاء أدعو به في صلاتي. قال "قل: اللهم! إني ظلمت نفسي ظلما كبيرا - وقال قتيبة: كثيرا - ولا يغفر الذنوب إلا أنت. فاغفر لي مغفرة من عندك وارحمني، إنك أنت الغفور الرحيم".

 

{48}

Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedikî): Bize Leys rivayet etti. H.

Bize Muhammed b. Rumh da rivayet etti. (Dedikî): Bize Leys Yezid b. Ebî Habîb'den, o da Ebû'l-Hayr'dan, o da Abdullah b. Amr'dan, o da Ebû Bekr'den naklen haber verdi. Ki:

 

Ebû Bekir Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e :

 

— Bana bir dua öğret ki, onunla namazımda dua edeyim! demiş.

 

«Allahım! Ben nefsime büyük zulmettim —Kuteybe çok zulüm demiş—, günahları ise ancak sen affedersin, imdi bana tarafından mağfiret buyur ve bana acı! Çünkü hakkıyla affeden, acıyan ancak sensin de » buyurmuşlar.

 

 

48-م - (2705) وحدثنيه أبو الطاهر. أخبرنا عبدالله بن وهب. أخبرني رجل سماه، وعمرو بن الحارث عن يزيد بن أبي حبيب، عن أبي الخير؛ أنه سمع عبدالله بن عمرو بن العاص يقول: إن أبا بكر الصديق قال لرسول الله صلى الله عليه وسلم: علمني، يا رسول الله! دعاء أدعو به في صلاتي وفي بيتي. ثم ذكر بمثل حديث الليث. غير أنه قال "ظلما كثيرا".

 

{M-48}

Bana bu hadîsi Ebû't-Tâhir de rivayet etti. (Dedikî): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedikî): Bana bir zat —ismini söylemiştir— ile Amr b. Haris, Yezid b. Ebî Habib'den, o da Ebû'l-Hayr'dan naklen haber verdiler ki: Ebû'1-Hayr, Abdullah b. Amr b. Âs'ı şunu söylerken işitmiş:

 

Ebû Bekri's-Sıddîk, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e :

 

— Yâ Resûlallah! Bana bir duâ öğret ki, onunla namazımda ve evimde duâ edeyim! dedi. Bundan sonra râvi Leys'in hadîsi gibi anlatmıştır. Yalnız o: «çok zulüm...» demiştir.

 

 

İzah:

Bu hadîslerden Ebû Musa rivayetini Buhârî «Kitâbu'l-Megâzi»'de ile «Kitabu't-Tevhid»'de Ebû Bekr rivayetini «Kitâbu'l-Ezan» ile «Kitabu'd-Deavât»'da; Tirmizî ile îbni Mâce «Kitâbu'd-Deavât»'da; Nesâî «Kitabu's-Salât» ile «Kitâbu'l-Kunut»'-da; Abdullah b. Amr rivayetini Buhârî «Kitâbu't-Tevhid»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in :

 

«Kendinize acıyın.» buyurmasından murâd bağırmayın, seslerinizi kısın, demektir. Çünkü yüksek sesle bağırmak, muhatab uzaklarda olduğuna göredir. Halbuki siz Allah'a dua ediyorsunuz. O haşa sağır yahut uzaklarda değil, bilâkis size son derece yakın ve beraberinizde olup, her hâlinizi en ihatalı şekilde işitir ve bilir demek istemiştir. Hadîs-i şerîf lüzum hissedilmedikçe alçak sesle duâ etmenin mendûp olduğuna delildir. Çünkü bu şekilde duâ tazim ve tevkire daha münasibdir.

 

«Lâ havle vela kuvvete illâ billah...» cümlesinin cennet definelerinden biri olmasının sebebi, Allah'a teslimiyet ve ondan başka yaratan olmadığını bilerek umuru ona tefviz ifâde ettiği içindir. Defineden murad cennette birikmiş sevablardır.

 

 

BUHARİ RİVAYETİ VE İZAH İÇİN BURAYA TIKLAYIN